ADAÇAYI

Ballıbabagillerden olan adaçayı, “dişoadacayitu” ve “meryemiye” adları ile de tanınır. 30 – 70 cm boyunda olan bitkinin menekşe renkli çiçekleri halka dizilişlidir. Karşılıklı olan beyaz keçeli yaprakları gümüş gibi parıldar ve acımtırak, ıtırlı bir koku yayarlar. Bahçe adaçayı , güneşli bir yerde yetiştirilmelidir. Don olayına karşı duyarlı olduğu için, kış boyunca çam dalları ile örtülmesi doğru olur. Ülkemizde İzmir bölgesinde bahçe adaçayı yetiştirilmektedir. Bir başka cins olan çayır adaçayı (Salvia pratensis – Salvia tribola), çayırlarda, bayırlarda ve meralarda yetişir. Çevresine ıtırlı hoş bir koku yayan mavi – menekşe renkli çiçeklerin pırıltısı uzaklardan seçilebilir. Çayır adaçayı (Anadolu adaçayı) batı ve güney – batı Anadolu’da bol olarak yetişmektedir. Sağlık için daha yararlı olanı bahçe adaçayıdır.
Adaçayı sıkça içildiğinde tüm bedeni güçlendirir, kalp krizi tehlikesini azaltır. Gece terlemelerinde, lavanta çiçeğinin yanı sıra yardımcı olabilecek tek bitkidir. Gece terlemesine neden olan hastalığı iyileştirir ve bu hastalıkla el ele giden aşırı güçsüzlüğe, canlandırıcı etkisi sayesinde son verir. Kramplarda , omurilik rahatsızlıklarında , beze hastalıklarında günde iki fincan çay yudumlanarak içilmelidir. Adaçayı , hasta karaciğeri de olumlu etkiler, gazları yok eder. Kan temizleyici etkisi vardır. Solunum organlarını ve mideyi balgamsı salgılardan temizler, iştah açıcıdır ve bağırsak rahatsızlıkları ile ishalleri iyi eder. Böcek sokmalarında, sokulan bölgeye adaçayı yaprağının tozu uygulanır. Adaçayı, dıştan uygulandığında, yaprağın tozu uygulanır. Adaçayı dıştan uygulandığında, bademcik iltihabı , boğaz hastalıkları, diş iltihaplanmaları, yutak ve ağız boşluğu iltihaplanmalarında önerilir. Adaçayı, sallanan dişlere, dişeti çekilmesine ve kanamasına karşı da kullanılabilir. Bu durumda da gargara yapılır veya çaya batırılan pamuk hasta bölgelere uygulanır. Sinirli, yorgun olan kişiler ve rahim hastalığı çeken kadınlar arada sırada adaçayı oturma banyosu yapmalıdır. Şifalı bitki olarak kullanılmasının yanı sıra adaçayı, çok değerli bir baharat olarak mutfaklara girmiştir.

Adaçayının Kullanılışı
Çayını hazırlamak için yarım veya bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış bitki, bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır ve demlenmesi için kısaca beklenir. Oturma banyosu hazırlamak için iki avuç dolusu yaprak soğuk suda gece boyunca bekletilir. Ertesi gün kaynama derecesine kadar ısıtılır, 5 – 6 dakika demlendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir.

altinbasak-nasil-kullanilir                    ALTINBAŞAK

Hendeklerde , orman kıyılarında , eğimli çayırlarda ve ağaçları kesilmiş orman bölgelerinde yetişir. Yöresel olarak yahudi otu ve altınasa adıyla da bilinir. Tüylü ve altın sarısı çiçeklerle bezeli sapı 80 cm kadar yükselebilir. Çiçekleri temmuzdan ekime kadar toplanabilir. Saponin, falvonoids ve astringnet principle içerir. İdrar artırıcı, gaz söktürücü ve antiseptik özelliği vardır.

Altınbaşakın Kullanılışı
Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış altınbaşak bitkisi, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır ve 4 – 5 dakika demlendikten sonra süzülüp içilir.

sac-icin-isirgan-otu-kuru_646x340              ISIRGANOTU

Büyük ısırgan otu (Urtica diocia L.), çok yıllık ve otsu bir bitkidir. Boyu bazen 1 m’yi geçer, yaprakları koyu yeşil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylüdür. Küçük ısırgan otu (Urtica Urens L.), bir yıllık ve otsu bir bitkidir. Boyu 60 cm kadar olabilir. Yapraklar açık yeşil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylüdür. Duvar kenarları ve harabeliklerde bol olarak görülür. Her iki türün de yaprakları 2 – 4 cm uzunlukta, oval veya kalp biçimindedir. Taze iken deri ile temas edince deride kızartı ve yanma yapar. Dızlağan ve dikenli ısırgan isimleriyle de bilinir. Ülkemizde her iki tür de yetişir. Isırganotu , karaciğer ve safra kesesi hastalıklarında, dalak hastalıklarında, solunum sistemi balgamlanmasında, mide kramplarında ve ülserlerinde, bağırsak ülserlerinde ve akciğer hastalıklarında öncelikle önerilir. Değerli etken maddeleri (Potasyum tuzları, organik asitler – formik asit, histamin, asetilkolin ve Vitamin C) alabilmek için, çay hazırlanırken, yapraklar yalnızca haşlanır (kaynatılmaz). Isırganotu, koruyucu olarak da günde bir bardak içilebilir. Mikroplu hastalıklarda ve mikrop salgılanan hallerde de bitki çok iyi bir yardımcıdır. Her tür saça özellikle iyi gelen ısırganotu tentürünü de herkes kullanabilir.

Isırganotunun Kullanılışı
Çay hazırlamak için yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 5 dakika demlendikten sonra süzülür. Isırganotu tentürü yapmak için ilkbaharda veya sonbaharda sökülen kökler bol suda iyice yıkanır, elden geldiğince ince kıyılır ve bir şişenin boğazına kadar doldurulur. Köklerin üstüne çıkacak kadar 35 – 40 derece etil alkol eklenir, her gün çalkalanarak güneşte 14 gün boyunca bekletilir ve süre sonunda bir tülbentten geçirilerek süzülür. Koyu renkli şişelerde, serin bir yerde yıllarca saklanabilir. El ve ayak banyoları için iki avuç dolusu yıkanmış kök, sap ve yaprak, 5 litre soğuk suya konularak, 10 – 12 saat bekletilir ve sonra kaynama derecesine kadar ısıtılır. Banyo sırasında bitkiler suyun içinde kalabilir. Bu banyo suyu, yeniden ısıtılarak, 2 – 3 kere kullanılabilir. Saç yıkamak için 4 – 5 avuç taze veya kurutulmuş yaprak, 5 litre suya koyulur, ağır ateşte kaynama derecesine kadar ısıtılır, 5 dakika demlendikten sonra süzülür. Kök kullanıldığında ise, 2 avuç dolusu ince kıyılmış kök, 10 – 12 saat soğuk suda bekletilir, sonra kaynama derecesine kadar ısıtılır ve demlenmesi için 10 dakika beklendikten sonra süzülür. Bu durumda, saç yıkamak için sodalı sabun gerekir.

EBEGÜMECİ

Küçük yapraklı ebegümeci (Malva Vulgaris) çit ,yol ve eski duvar kenarlarında, harabeliklerde ama yalnızca insanların yaşadıkları yerlerin çok yakınlarında yetişir. Büyük yapraklı ebegümeci (Malva Grandfolia) ve öteki değişik cinsleri genellikle çiçek ve sebze bahçelerinde yetişir. Anadolu’da 8 Malva türü yetişmekte olup bunların çiçek ve yaprakları bir ayrım yapılmaksızın “ebegümeci” olarak kullanılmaktadır. Bu bitkilerin hepsi de yapraklarında, çiçeklerinde ve saplarında (bamyada olduğu gibi) sümüksü bir madde içerirler. Küçük yapraklı bitkinin uzun saplarının ucundaki yapraklar yuvarlak ve çentiklidir. Açık pembeden eflatun rengine kadar değişebilen renkte çiçek açarlar. Bir de yuvarlak meyvesi vardır. Çiçekleri, yaprakları ve sapları, hazirandan eylüle kadar toplanabilir. Bitki, kurutulduğunda özelliklerinin bir bölümünü yitireceği için, elden geldiğince taze kullanılması gerekir. Ama kurutulmuş bitki yine de kullanılabilir.

Ebegümecinin Kullanılışı
Ebegümeci çayı, yalnızca soğuk suda demlenmelidir. Yarım tatlı kaşığı bitki (ince kıyılarak kurutulmuş), orta boy bir su bardağı dolusu soğuk suya akşamdan eklenir, sabahleyin süzülür ve ılıklaştırılır. Özellikle mukoza iltihaplarında, gastrit, mesane iltihabı, mide ve bağırsak mukoza iltihabında ve ağız boşluğu iltihabında olduğu kadar, mide ve bağırsak ülserinde de kullanılabilir. Ama bu son iki hastalık için arpa ile karışık bir çorba hazırlamak gerekmektedir. Önce arpa kaynatılır ve soğuduktan sonra bitki yaprakları eklenir. Ebegümeci ayrıca akciğer balgamlanmalarında, bronşiyal nezlede, öksürük ve aşırı ses kısıklığında özellikle önerilir. Gırtlak ve bademcik iltihabı ve ağız kuruluğunda da başarıyla kullanılabilir. Bitki, sümüksel özelliğinin yitirilmemesi için, geceden soğuk suya koyularak demlenmelidir. Günlük kullanım için 2 veya 3 bardak ılıklaştırıp, gün boyunca yudumlanarak içilmelidir. Nefes darlığına yol açan akciğer amfizemi bile ebegümeci çayı ile hafifletilebilir. Bu durumda , günde en az 3 bardak çay içilmeli ve süzüldükten sonre geriye kalan yapraklar iyice ısıtılarak bronşların ve akciğerin üstüne geceleyin kompres olarak uygulanmalıdır. Bunun için çay süzüldükten sonra artan posalar biraz suyun içinde ısıtılır, arpa unu ile lapa haline getirilir ve bir bezin üstüne yayılarak, sıcak sıcak uygulanır. Kompresin sıcaklığını yitirmemesi gerekir. Kompres süresi isteğe göre düzenlenebilir .

IHLAMUR

Bin yıldan çok yasayan bir agaçtır. 15 – 40 m arası boyları olup, 200 yıldan sonra 40 m ye erisirler. Uzun saplı, kenarları düz veya ince disli, uç kısmlari sivri, altları tüylü, kalp seklinde yaprakları vardır. Yaprak renkleri türlerine göre yesil, mavimsi – yesil, sarımsı yesil olabilir. Çiçekleri beyazımsı sarı renkli olup hazirandan agustosa kadar açarlar. Kokuları hosdur. Çiçek sapı ışık geçiren, dil biçiminde, sarı renkli bir yapragın ortasından çıkar.

Ülkemizde bir çok türü bulunur. Tilia argentea desf. – Gümüşi ıhlamur: yapraklarının alt yüzü gümüsi beyazdır. İstanbul aktarlarında bu türün çiçekleri bulunur. Tilia cordota miller – Küçük yapraklı ıhlamur(Kıs ıhlamuru) Ülkemizde az yetisir, sadece nadiren İstanbul çevresinde bulunur . Tilia platyphyllos scop. – Büyük yapraklı ıhlamur(yaz ıhlamuru): yapraklarının altı mavimsi yesildir. Tilia rubra dc. – Kafkas ıhlamuru: yapraklarının her iki, yüzü de yesil ve hemen hemen tüysüz. Çiçekleri, hos kokulu ve hafif baharlı tatlımsı bir lezzettedir.
Soguk algınlıgı ve gripte savunma gücünü arttırır ve terlemeyi baslatarak rahatlama saglar ve atesin düsmesine yardım eder. Grip salgını zamanlarında içilen çayının koruyucu etkisi de olmaktadır.Aspirin ile birlikte alındıgında oldukça tesirlidir.Terleme dısında di – üretik olup böbrekleri yormadan ödemleri indirir. Öksürük ve bronsite de iyi gelmektedir. Gögüs yumusatıcı etkisi vardır.
Mide ülserinde faydalıdır. Sinirleri teskin edici, yatıstırıcı bir etkisi vardır. Sinirsel yüksek tansiyona da faydasi vardir. Iç kabugu dövülerek, iyice ezilip yaralara ve deri lekelerine karsı da kullanılmaktadır.

Ihlamurun Kullanılışı
Terletici olarak, 1 tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış bitki, 1 bardak kaynar suyla haşlanır, 6-8 dakika demlendikten sonra süzülür. Biraz bal ile tatlandırılarak, sıcak içilmelidir. Kesinlikle kaynatılmaz.

PAPATYA

Ülkemizde adı papatya, babunç, tıbbi papatya yada sadece papatya adlarıyla bilinir. Genelde balçıklı topraklarda, orman çayırlıklarında, eğimli topraklarda, tahıl, mısır, patates ve şalgam tarlalarında yetişir. Yaygınlaşan yapay gübre ve kimyasal ilaçların kullanımı yüzünden,papatyaların yaşama alanları her geçen gün biraz daha daralmaktadır. Fakat, kar yağışlı kışlardan ve yağmurlu ilkbaharlardan sonra alışılmıştan daha fazla yetişir. Yabani papatya ile arasındaki fark, sarı çiçek tabanının içinin oyuk ve kokusunun daha etkili ve hoş oluşudur. Çiçekler sapsız olarak, mayıstan ağustosa kadar, öğlen güneşinde toplanmalıdır.

Papatyanın Kullanılışı
1- Ülser, gastrit durumunda: Papatya kantaronla beraber kaynatılıp balla tatlandırılıp içilmeye devam edilirse faydalı olacaktır.
2- Baş ağrısı durumunda: Papatya kaynatılıp suyuyla baş yıkanırsa ya da papatya kataron,lavanta ile kaynatılıp içilmeye devam edilirse baş ağrısını geçirir.
3- Papatya rezene ile kaynatılıp balla tatlandırılarak içilirse hazmı kolaylaştırıcı etki yapar.
4- Papatya kantaronla kaynatılıp içilmeye devam edilirse kalın bağırsak iltihabı için faydalıdır.
5- Saçları besler ve kuvvetlendirir.Papatyayı (maydonozla daha iyi olur) kaynatıp o suyla baş yıkanırsa saçları besler.
6- Gaz şişkinlikleri için: Papatya kaynatılıp içilirse gaz söktürücüdür.
7- Karın ağrısında papatya, nane, rezene, ıhlamur beraber kaynatılıp içilirse faydalı olur.
8- Papatya kaynatılıp balla tatlandırılırsa ve içilmeye devam edilirse vücuda kuvvet verir.
9- Adet söktürür:Papatya biberiye ile beraber kaynatılıp içilse adet söktürür.
10- Papatya kaynatılıp gargara yapılırsa ve içilirse bademcik ve diş iltihabını önleyici etkisi vardır.
11- Papatya nane ile beraber zeytinyağına konur güneşte 1 ay bekletilir bu yağla romatizmalı yerlere masaj yapılır.Papatya, kekik, nane, ıhlamurla beraber kaynatılıp içilmeye de devam edilirse romatizma için faydalıdır.
12- Az işiten kulağı açar:Papatya zeytinyağına konulup 1 ay güneşte bekletilir, temizliğe dikkat ederek iltihaplı ve sonradan olma kulak sağırlığına damlatılırsa çok faydalıdır.
13- Tıkanık damarları açar:Papatya kaynatılıp içilmeye devam edilir.
14- Uykusuzluk:Papatya oğul otuyla beraber kaynatılıp içilmeye devam edilir.
15- Göz iltihabı:Kaynatılıp pansuman yapılır.
Üzerine kaynar su döküp 10 dakika demlenmeye bırakın. Gün içinde 2-3 çay fincanı, ancak gece içilirse daha faydalı olur.